-I- Bilmem farkında mısınız; Bay Erdoğan sık sık “Biz kimin özel yaşamına müdahale ettik ki?” demeyi pek seviyor ve bu sözü de en çok haklarımıza, özgürlüklerimize, kendi taraftarlarının yaşam tarzından farklı olan yığınların yaşam tarzlarına en hoyrat, en ağır biçimde saldırıya geçtiği anda daha sık tekrarlıyor. Ve toplum en hararetli biçimde bu saldırıyı tartışırken...
DevamıKomünist Manifesto bundan 165 yıl önce yayınlandı. Aradan geçen sürede dünya, birçok değişime ve fırtınalı alt üst oluşa sahne oldu. Zikzaklı bir yol izleyen sınıf savaşımı, kimi zaman proletaryanın, kimi zaman burjuvazinin lehine sonuçlar vererek sürdü, sürüyor. Proletarya, kapitalizme karşı birçok kez başkaldırdı; zaferi ve yenilgiyi yaşadı. Bütün bu değişim ve alt üst oluş...
Devamıİşçi sınıfı ve komünist hareket için 1 Mayıslar, sadece tarihsel bir öneme sahip değildir; bundan çok daha önemlisi, 1 Mayıslar, işçi sınıfının, komünistlerin bir yıllık mücadelelerinin bilançosunu çıkardıkları, eksiklerini, zaaflarını tespit edip daha bilinçli, daha örgütlü bir mücadeleyi yürütmek için harekete geçtikleri bir mücadele günüdür. Bu anlamıyla 1 Mayıslar, burjuvazinin özlemini duyduğu bir işçi...
DevamıŞimdilerde sendika dernek gibi kitle örgütlerinde tartıştığımız konuların başında AKP ve onun mahkemelerinin yargıladığı darbeci generaller ve onların yardakçılarının mağduriyetleri geliyor. Bu tartışmalar genellikle kendine “sosyalist” diyen insanlar arasında geçiyor. Kim bu insanlar: Bunlar CHP ye sığınmış, 12 Eylül öncesi sosyalist siyasette kendine yer edinenler. Sosyal demokrat edasıyla CHP’ye sığınanlara, Çağdaş Yaşam gibi çağdaşlığını...
DevamıBilindiği gibi Karadeniz Bölgesi ve özellikle de Samsun ile Trabzon en yoğun asker cenazelerinin geldiği iller. Artık savaş sonlanıp gözyaşları dinecekse bu bölge en çok sevinecek bölgedir. Nasıl ki Kürt bölgelerinde ülkenin bir asli unsurunun insanları yok oluyorsa; burada da diğer tarafı yok oluyor. Ama bu anımsanma yalnızca ölüm gündeme gelince oluyor. Örneğin,”Kürtçe” konuşuyor...
DevamıHrant’ı düşündüğümde hemen gözümün önünde; onun kaldırıma yüzükoyun yığılmış, sırtında ince bir pardösü, üzerine bir gazete örtülmüş ve ayakkabılarından birini altı delik görüntüsü canlanıyor ve yaşlı yüreğim şiddetli bir acıyla kavruluyor. Ve sanıyorum bu görüntü bütün kardeş yüreklerde aynı acıyı yarattı ve bu fotoğraf beyinlerimize kazındı. Bir de hiç unutamadığım, bir görünüm; bütün sahici...
DevamıOlasılıklar ve Olanaklar-1 – Kriz ve Paylaşım Bir yandan kitlelerin ekonomik duru-mu çekilmez bir hale geldiyse, diğer yandan anlaşmazlıklar azınlıkta olan güçlü devletler arasında başlıyor ve büyüyorsa, dünya devrimin iki şartının olgunlaşmasıyla karşı karşıyayız” Bu sözler, Lenin tarafından 1920 yılında Komünist Enternasyonalin II. Kongresinde söylendi. O günden bu yana dünya pek çok ekonomik, politik...
DevamıHaklar ve özgürlükler mücadelesi, elbette sınıf mücadelesinin önemli bir alanıdır. Ama özellikle 12 Eylül rejiminin korku tünellerinden geçerken bu tür savaşım biçimleri mutlaklaştırılarak bir yaşam biçimi haline dönüştürülmüştür. Bilinçli veya bilinçsiz, yalnızca bu tür savaşımlar kurtuluş olarak algılanmaya başlamıştır. Sistemsel sorunlar lokal sorunların çözümüyle bitirilecek havası hakimdir şu anda savaşımı sürdürenlerin büyük bölümünde. Oysa...
DevamıKapitalist işletmelerin hızla gelişmesi, tarımda yoksul ve küçük köylülüğün durumunu her yıl biraz daha kötüleştiriyor. Emperyalist tekellerin dayattığı ekim alanı ve üretim sınırlamasını içeren tarım kotaları, bu durumu daha da ağırlaştırıyor. Her yıl on binlerce yoksul ve küçük köylü, topraktan koparak işgücü piyasasına katılıyor. Dünya fındık üretiminin % 70’ini üreten Türkiye’de fındık üreticisinin durumu,...
DevamıEnternasyonalist Komünist Hareket, Konferans kararlarında, hareketimizin din olgusuna devrimci bakışını en özlü biçimde temellendirdi ve bu alana ilişkin olarak izleyeceği politikaların esaslarını duru biçimde ortaya koydu. Ne var ki bu ve öteki tüm konulara ilişkin alınan kararların daha geniş biçimde açımlanması, karşımıza çıkan somut sorunlar karşısında her adımda geliştirilmesi gerekmektedir. Hem devrimci kadroların eğitilmesi...
DevamıKaradeniz’de sel olması için ille de dere olmasına gerek yoktur. Dik yamaçlardan oluşan vadiler, aniden yağan yağmurlarla, bırakın dereyi, ırmaklara, şelalelere dönüşür. Hele ki bu yağışlar bir de yaz aylarında oluyorsa bu suyun önünde durmak olanaksızdır. Çünkü toprak kuru ve suya doymamış olduğu için geçirgenliği yoktur, dolayısıyla olduğu gibi akıp gider. Dik yamaçlardan indiği...
DevamıEnternasyonalist Komünist Hareket, Konferans kararlarında, hareketimizin din olgusuna devrimci bakışını en özlü biçimde temellendirdi ve bu alana ilişkin olarak izleyeceği politikaların esaslarını duru biçimde ortaya koydu. Ne var ki bu ve öteki tüm konulara ilişkin alınan kararların daha geniş biçimde açımlanması, karşımıza çıkan somut sorunlar karşısında her adımda geliştirilmesi gerekmektedir. Hem devrimci kadroların eğitilmesi...
DevamıAdorno, “Geçmişle ancak, yaşananların sebepleri ortadan kalktığı zaman hesaplaşmış olacağız.” diyor bir yazısında. 12 Eylül darbesi ile sınıfsal, toplumsal ve tarihsel olarak gerçekten hesaplaşabilmek için, bu faşist askerî darbeye yol açan temel nedenleri ortadan kaldırmak; darbeye yol açan sınıfsal çıkarların köklerini kurutmak gerekir. Darbenin 32. Yılında darbeci iki general eskisi mahkemeye çağrılmak üzereyken, öncelikle...
DevamıBu kavramları, ilk kez içeriğiyle birlikte geçmiş dönemlerde duysaydınız ne düşünürdünüz bilemiyorum; ama bu iki olgudan biri, gerçekten diğerinin yapılışını zorunlu kılacak bir etmen olabilir. Bu durum da korkutucu bir senaryo yaratabilir. İki kavramın ilk bakışta birbirine değen noktaları da pek göze ilişmiyor ama biraz kapsayıcı düşündüğünüzde ilişkiyi çok net görebileceğinize eminim. Düşünmemiz gereken,...
Devamı12 Haziran seçimleri öncesi Kürt Özgürlük Hareketi öncülüğünde oluşturulan Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku, seçim sonrasında blok dışında kalan devrimci, komünist ve muhalif unsurları da kapsayarak, kendini daha da genişletecek bir perspektifle kongre biçiminde örgütlenme hedefini ortaya koydu. Bu hedefler doğrultusunda Kongre 820 delegeyle Ankara’da toplandı, Kongre Meclisini seçti. Seçilen Kongre Meclisi, içinden Yürütme...
Devamı17 Aralık 2011’de son ABD askerinin Irak’tan çekilmesiyle, 2003 yılında ABD tarafından Irak’a yapılan emperyalist müdahalenin askeri kısmı son bulmuş oldu. 4500 ABD askerinin, yüzbinlerce Iraklının öldüğü, parasal maliyetinin 1 trilyon olduğu söylenen kanlı savaş, Saddam Hüseyin’in kitle imha silahları barındırdığı öne sürülerek İngiltere’yle birlikte başlatılmıştı. Savaşın başlamasından kısa bir süre sonra, kitle imha...
DevamıOtadoğu’da her bir emperyalist müdaha- leye, Türkiye ile İsrail arasında sahte bir düello eşlik ediyor. En son Mavi Marmara olayı ve buna ilişkin BM raporu bu sahte düelloyu iyice deşifre etti. BM raporuna öfkelenen Erdoğan yine esti gürledi. Raporun hemen ardından Türkiye alelacele İs- rail’e karşı “yaptırım paketini” açıkladı. Aslında Türkiye’nin ortaya koyduğu “tepki”...
DevamıSon yirmi yıldır değişik adlar altında sürdürülen birlik girişimleri, Türkiye sosyalist ve komünist hareketinin ve devrimci mücadeleye duyarlı tüm işçi, emekçi ve aydınların önemli gündem maddelerinden biri oldu. Geçmişin “acı” tecrübelerinden hareketle, tek başına yapılamayanın birlikte yapılabileceği niyet ve mantığına dayalı birlik girişimleri, tam tersi sonuçlara yol açtı; yani bu girişimler, yeni dağılma ve...
DevamıSeçimden bu yana bölgedeki ve Türkiye’deki gelişmeler, Türkiye’nin adım adım bir emperyalist paylaşım savaşının içine sü rüklendiği, hükümetin de hem dışarıda ve hem içeride bir savaş hükümeti niteliğine büründüğü tespitini doğruluyor. NATO’nun kara harekat merkezinin Tür kiye’ye taşınmasıyla ülkemiz, ABD savaş plan ve hazırlıklarının merkez üssü haline geldi. Her tür den savaş uzmanları ve...
DevamıTürkiye’nin içinde bulunduğu koşullar, ekonomik ve siyasal durum da AKP hükümetinin bir savaş hükümeti olduğu yolundaki tespiti, kuşkuya yer bırakmayacak biçimde doğruluyor. Yazının başlığının çok iddialı olduğu kuşku götürmez. Türk halkının büyük bir çoğunluğu AKP’nin üçüncü dönem iktidarından; Kürt sorununun çözümünü, “sivil “bir anayasa” ve “ileri bir demokrasi” beklerken bunun tamamen tersini ileri sürmek...
Devamı